• Letonya’nın kara para aklama alanında 2018’de aldığı sıkı önlem, yabancılara ait hesaplara yatırılmış olan yaklaşık yarım milyar doların  dondurulmasına sebep oldu.
• Yabancılara ait yüzlerce işletme hesabı, herhangi bir suç faaliyeti sebep olarak gösterilmeksizin donduruldu.
• Fara Group’un kamulaştırma riski uygulaması, mülkiyetli özel varlıkların hukuka aykırı biçimde hak kaybına uğratılması (müsadere edilmesi) durumlarında düzeltme yardımcı olmaktadır.

Letonya 90’lı yıllarda bir « Letonya’ya yatırın » kampanyası başlatarak Rusya ve Batı arasında finansal bir köprü görevi görmeyi ve Doğu Avrupa’nın İsviçre’si olmayı amaçlıyordu. Eski Sovyetler Birliği’nden (Eski SSCB) yüzlerce işletme, banka yatırımlarının güvende olacağı ve nakit para transferleri gerçekleştirebilecekleri düşüncesiyle bankacılık faaliyetlerini Letonya’ya taşıdı. 2015 yılı itibariyle tüm dünyada dolaşımda olan Amerikan Dolarının yaklaşık yüzde 1’i Letonya üzerinden geçiyordu.

Birkaç yıl sonra, tam olarak 2018’de Amerikalı yetkililer Letonyalı yetkilileri uyararak birtakım suç örgütlerinin ülkenin bankalarına sızarak para akladığına dair uyardı. Atlantik Okyanusu’nun her iki tarafındaki yasal makamlar bu ağları çökertmek ve suç işleyen bankaları ortadan kaldırmak için harekete geçti.

Bir dizi cezai soruşturma başlatıldı ve Letonya’da ikamet etmeyenlere ait banka hesaplarına odaklanıldı. Eski SSCB vatandaşı olanlara ait hesapların neredeyse tamamı kapatıldı. Bu şahıslara ait neredeyse tüm hesaplar donduruldu.

Letonyalı yetkililer tarafından uygulanan bu katı önlemler sonuç alınmasını sağladı. Temerrüt edilmiş sahte borçlar hakkında verilen yasadışı mahkeme kararları kullanılarak Rus bankalarından gelen milyarlarca Amerikan dolarının Moldova bankalarından geçerek aklandığı ve Letonya’ya ulaştırıldığı « Rus Çamaşırhanesi » zincirinin işlemesini sağlayan hesapların kapatılması sağlandı. Bu soruşturmalar kapsamında, bazı Özel Olarak Belirlenmiş Vatandaşların (SDN’ler) kimliklerinin gizlenmesi için kullanılan birtakım deniz aşırı yapılanmaların araç olarak kullanıldığı başka suç zincirleri de ortaya çıkartılabilindi.

Ancak bazı masum tarafların da Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi (Anti-AML) operasyonunda mağdur edildiği iddia edildi. Yüzlerce işletme, hesaplarının yasal merciler tarafından herhangi bir yasal dayanak sunulmaksızın dondurulduğunu iddia ediyor. Bazı hesapların dondurulma sebebinin sadece hesap sahibinin Eski SSCB vatandaşı olduğu ve / veya fonların menşeinin, şeffaflık ve düzenleme yetersizliğiyle meşhur Eski SCCB ülkelerinin finansal sistemlerine ait olduğu gözlendi. Başka örneklerde ise şirket hesapları geçmişe dönük olarak Müşterinin Müşterisini Tanı (KYCC) şartlarına tâbi tutuldu ancak bu uygulama, uluslararası saygınlığa sahip Malî Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force-FATF) tarafından tavsiye edilmeyen bir önlemdir. Bazı başka durumlarda ise, şirketin Letonya’da fizikî olarak herhangi bir işletme faaliyetinin olmaması sebebiyle kurumsal hesapları donduruldu.

Tüm bu örneklerde işletmeler, yetkili merciler tarafından belirli bir suç faaliyeti sebep olarak gösterilmeksizin Letonya bankalarındaki yatırımlarına erişimi kaybetti. Hukuken « Müsadere, yani Özel Varlık Hakkının Kaybedilmesi » veya amiyane tabirle « kâr polisliği yapma » olarak bilinen bu uygulama oldukça tartışmalı olup Amerikan Sivil Özgürlükler Sendikası (ACLU) ile Miras Vakfının da aralarında bulunduğu birçok kurum tarafından kabul edilmemektedir.

Müsadere riski sadece Letonya’ya özgü değildir. Özel mülkiyetli varlık hakkının kaybedilmesi, yani müsaderenin gittikçe daha yaygın hale geldiği Avrupa’nın geri kalanında ve Amerika’da da oldukça yaygındır. Bu tarz mahkûmiyete bağlı olmayan müsadereler çoğunlukla uygun hukukî usûle göre gerçekleşmez ve yargıya taşındığı zaman tekrar tekrar iptal edilir.

Letonya’daki hesapları dondurulmuş olan yabancı uyruklular için blokenin kaldırılması altından kalkamayacakları kadar zorlu bir işlemdir. Hesapları bloke edenler bürokrat, siyasi veya yasal aktörler olabilir. Ancak eğer bir işletmenin herhangi bir öncül suçunun veya yaptırım ihlalinin olmadığına dair dava açılabilirse, o zaman varlıkların iadesini istemek de mümkündür.

Fara Group müsadere davaları konusunda uzmandır. Kuruluşumuzun finansal ve hukuki uzmanları, yetkili merciler tarafından fonların dondurulması işlemi altındaki yasal dayanakları, veya herhangi bir yasal dayanak olmaması hakkında bağımsız raporlar ve görüşler düzenlerler. Bu güvenilir raporlar gerek yerel mahkemelerde, gerekse uluslararası mahkemelerde kanıt olarak kullanılabilmektedir. Söz konusu raporlar, güçlü davalarda müvekkilin fonlarının haksız ve yasadışı biçimde alıkonulduğuna dair ilgili mercilerin ikna edilmesinde de büyük rol oynar.